27 Mayıs 2008 Salı

Haplardan sonra gebelik ikiz bebeği davet ediyor

Anne olmaya hazırsanız üç ay öncesinden doğum kontrol haplarını bırakın. Haplardan üç ay sonra kadında tekrar yumurtlama başlar ve hamilelik şansı yüzde 80'e kadar yükselir. Ancak ilacı bıraktıktan sonra ilk ay içinde gebelik gerçekleşirse, ikiz bebeğiniz olma ihtimali hayli fazla!..



Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu; yıllarca doğum kontrolüyle korunduktan sonra çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için farklı kontrol yöntemlerine göre neler yapmaları gerektiğini anlattı: * Doğum kontrol hapı kullanan kadın, bebek sahibi olmak istediğinde, hapı bıraktıktan ne kadar sonra hamile kalabilir? Doğum kontrol haplarının; doğumsal anomalilere, kısırlığa, cinsel yetersizliğe ve vücutta irileşmeye neden olduğu inanışı doğru değildir. Yaklaşık olarak hap kullanılması bitirildikten 2-3 ay sonra kadınlarda tekrar yumurtlama başlar. Bu süre sonucunda hamile kalma oranı yüzde 80 olarak gerçekleşir. Ancak doğum kontrol hapı ile korunan kadınların hapları kullanmaya devam ederken veya kestikten hemen sonra gebe kalmaları, bebeğin sağlığını olumsuz etkiler. Hatta ilacı bıraktıktan sonra ilk ay içinde gerçekleşen gebeliklerde ikiz görülme ihtimali fazladır. Hormon tedavisi gören kadınlarda da doğum kontrol haplarını bıraktıktan sonra ikiz doğurma olasılıkları yüksek. Hapla korunan kadınlarda, ileride elde edilecek gebeliklerde ise anomalili bebek (anormal bebek) doğurma riski artmaz. SPİRAL BEKLETMEZ * Spiral olduğu halde hamile kalınırsa ne yapılmalıdır? Spiralle hamileliğe devam edilebilir ya da çıkartılabilir. Hasta gebeliği istemezse kürtaj önerilir. Genellikle spiralin bebeğe bir zararı olmaz. Ancak enfeksiyon riski ve düşük riski bir miktar artar. * Spiral çıkarıldığında yumurtlama ne zaman olur? Spiral çıkarıldıktan sonra hemen başlar. Çünkü spiral yumurtlamayı önleyen bir sistem değildir. Rahim içi araç takıldığı andan itibaren gebeliği önler ve sekiz yıla kadar koruma sağlar. İstendiğinde hemen çıkartılabilen rahim içi araçlar yenisi ile değiştirilebilir, çıkartıldıktan hemen sonra gebe kalınabilir. Rahim içi araçlar; cinsel ilişkiyi ve emzirmeyi etkilemez, ekonomiktir ve yan etkisi azdır.* Erkek tüplerini bağlattıktan bir süre sonra çocuk sahibi olmak istediğinde, bu mümkün müdür? Evet; yollar mikro cerrahi yöntemle açılır ama burada başarı düşüktür. Daha yüksek başarı 'testisten biyopsi yöntemi' (TESE) ile sperm aramaktır. Başarı oranı çok yüksektir Buradan elde edilen spermlerle tüp bebek işlemi yapılır. Bu yöntemle bebek sahibi olmak mümkündür. * İlaç kullanan bir anne adayı hamilelik sırasında nelere dikkat etmelidir? Hamilelik döneminde her ilaç kullanılamaz; dolayısıyla ilacın kullanım zorunluluğu önemlidir. İlacı hamilelik döneminde kullanıp kullanamayacağını hekime mutlaka sormalı. İlaç kullanan bir hastada, gebeliğe bağlı ilacın dozunu azaltmak gibi bir durum ortaya çıkabilir. Mesela tiroit sorunu olan bir hastada gebelik sırasında değişiklik olacağından, bunun ayarlanması gerekir. Bazı ilaçların da bu dönem içerisinde kesilmesi söz konusudur. Buna doktorun karar vermesi lazımdır. BEBEK İÇİN ALKOLE VEDA * Hamile olduğunu bilmeden ilaç kullanan anne adayı ne yapmalıdır? Bilmeden ilaç kullanıldıysa bu ilacı hangi dönemde ve hangi ilacı kullandığı çok önemlidir. İlaç kullanılan tarihler çok önemlidir. Böyle bir durumda; ilaç kullanım sürelerinin o gebelik haftasındaki muhtemel zararları tespit edilerek, hastaya gebeliğin devamı veya sonlandırılması konusunda bir danışma verilebilir. Hastaya muhtemel yan etkileri anlatılarak bilgilendirilir. Hasta, gebeliğin devamına veya sonlandırılmasına eşiyle birlikte karar verir. * Hamilelikte alkol kullanımı ile ilgili önerileriniz nelerdir? Hamilelikte hiçbir şekilde alkol kullanılmasını önermiyoruz. Bebek; sigara ve alkolden çok olumsuz etkileniyor. Kısa dönemde kullanımla ilgili bir problem olmaz. Yani hamile olduğunu bilmediği dönemdeki kullanım zarara yol açmaz. Ancak kronik alkol tüketimi ve hamilelik boyunca alkol almaya devam edilmesi ciddi zarara yol açar. Bebekte 'fetal alkol sendromu' denilen durum ortaya çıkar.

Hamilelikte beslenme önemli!

Sağlık Bakanlığı uyardı: Canınızın her çektiğini değil, vücudunuz için gerekli olanları tüketin.01.10.2006 09:12

Sağlık Bakanlığı, hamilelere “canınızın her çektiğini yemeyin, ağırlık artışınızı kontrol edin” önerisinde bulundu. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, dünyada her yıl doğan altı bebekten birinin 2 bin 500 gramın altında ve düşük doğum ağırlığıyla doğduğu ifade edilerek, bu oranın Türkiye’de yüzde 10-12 arası olduğu belirtildi. Düşük doğum ağırlığının en önemli nedenlerinden birinin hamile kadınlarda görülen beslenme bozuklukları olduğu kaydedilen açıklamada, ”Gebelik öncesi ve gebelik döneminde yetersiz ve dengesiz beslenme’, anne açısından doğum risklerini beraberinde getirirken, gebelik zehirlenmesi ve anne ölümlerine yol açar. Bebeklerde ise fiziksel ve zihinsel gelişim geriliğine, hastalıklara yakalanma riskinde önemli oranda artışa ve ölü doğuma zemin hazırlar” denildi. Bakanlık anne adaylarına yönelik şu uyarılarda bulundu: “-Normal zamanda yediklerinize ek olarak, her gün en az 2 su bardağı kadar süt veya yoğurt tüketin. Bu besinlerin yerine 2-3 kibrit kutusu kadar peynir veya 1-2 kaşık çökelek de tüketmeniz yararlı olacaktır. -Çiğ süt ve bundan yapılan peynirler zararlı mikropları içerdiğinden pastörize süt ve bu sütlerden yapılan peynirleri tercih edin. -Normal zamanda yediklerinize ek olarak, bir adet yumurta veya yumurta kadar et, tavuk, balık, bu besinler tüketilemiyorsa kuru baklagil yemekleri, mercimekli veya nohutlu çorbaların tüketilmesine özen gösterin. -Vitaminler açısından zengin olan taze sebze ve meyveleri her öğünde düzenli olarak tüketmeye çalışın. Azar azar ve sık aralıklarla beslenin. Uzun süre aç kalmayın. -Yemeklerde sıvı yağları tercih edin. Gün içinde zeytinyağı da tüketmeye özen gösterin. -Fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagillerin yanında, C vitamini açısından zengin bol limonlu salata, taze soğan veya meyve tüketin. -Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanın. Böylelikle bebeğinizi guatr hastalığı ve zeka geriliğinden korumuş olursunuz. -İyotlu tuzu koyu renkli cam kavanozda saklayın. Bu tuzu ışıktan, güneşten ve nemli ortamlardan koruyun. Böylelikle iyodun kayba uğramasını engellemiş olursunuz. -Gebelikte sıvı gereksinimi artar. Bunu karşılamak için daha fazla su veya süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları içerek sıvı alımınızı artırın. Her gün en az 10 bardak su için. -Gebelikte anemi (kansızlık) daha sık görülür. Anemiden korunmak için, yumurta, kırmızı et, kuru baklagiller, pekmez ve taze meyve-sebze gibi yiyecekleri daha fazla tüketmeye özen gösterin. -Çay ve kahve tüketimini en aza indirin. Yemeklerden bir saat öncesi ve bir saat sonrasına kadar çay veya kahve içmeyin. Açık çay tercih edin. -Tarım ürünlerindeki zararlı olabilecek kalıntıları uzaklaştırmak için, besinleri özellikle sebze ve meyveleri tüketmeden önce çok iyi yıkayın. Bu besinleri en iyi yıkama şekli, yiyecekleri su dolu bir kapta 5-10 dakika bekletmek, bu işlemi birkaç kez tekrarlamak ve sonra çeşme altında bol suda yıkamaktır. -Sigara ve alkol kesinlikle kullanmayın. Sigara içilen ortamlardan uzak durun. -Sebze ve kuru baklagillerin haşlama sularının dökülmesi, vitamin ve mineral kayıplarına neden olacağı için haşlama ve pişirme sularını dökmeyin. Satın alırken taze besinleri tercih edin. -Aldığınız besinlerin son kullanma tarihi ve içeriğine dikkat edin. -İçeriği bilinmeyen besinleri gebeliğiniz süresince tüketmeyin.”Açıklamada, hamilelerde D vitamini yetersizliğinin anne karnındaki bebeklerin beyin ve kemik gelişimini olumsuz etkilediği, doğumsal katarakt hastalığı ve enfeksiyon risklerini de beraberinde getirdiği bildirilirken, bütün hamile kadınların günde 10-15 dakika süreyle ve öğle saatleri dışında güneşe çıkmalarının önemli olduğu kaydedildi. (ANKA)
kaynak : http://www.haberturk.com/haber.asp?id=1704&cat=220&dt=2006/10/01

Sezaryenle doğum patladı bakanlık duruma el attı

Sadece doğum sancılarından korktukları için normal doğum yerine sezaryeni tercih eden kadınların artışı sezaryenin son 3 yılda ikiye katlanmasına neden oldu. 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması'na göre yüzde 21.2 olan sezaryen oranı, son doğum oranlarına bakıldığında yüzde 40'lara ulaştı. Gelişmiş ülkeler ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından konulan hedefin yüzde 5- 15 üzerinde olan bu artış Sağlık Bakanlığı'nı harekete geçirdi. Sağlık Bakanlığı, ülke genelinde bakanlığa bağlı hastanelerde, üniversitelerde ve anlaşmalı sağlık kuruluşlarında izleme çalışmasına başladığını duyurdu. Sağlık Bakanlığı'nın uyarı niteliğindeki çalışmasına göre, sezaryenler sadece normal doğumun mümkün olmadığı durumlarda, bebeğin zarar görme ihtimali karşısında ya da anne adayı çok hasta ve kan basıncı tehlikeli sayılabilecek kadar yüksek ise yapılacak.
kaynak : http://arsiv.sabah.com.tr/2006/09/28/gun126.html

RAHİM İÇİ ARAÇ (RİA) NEDİR?

Rahim içi araç,rahmin içine yerleştirilen küçük plastik bir araçtır. Bakır veya hormon içeren tipleri vardır.NE KADAR SÜRE KORUR?Ülkemizde yaygın olarak kullanılan T şeklindeki bakırlı 380 A tipindeki rahim içi araç 10 yıl süreyle gebe kalmaktan korur.Koruyuculuk süresi değişik olan başka türde rahim içi araçlar da vardır. Sağlık personelinden size uygulanan rahim içi aracın kaç yıl koruyacağını öğreniniz.GEBELİĞİ NASIL ÖNLER?Erkek tohum hücrelerinin kadın yumurta hücresini döllenmesini engelleyerek kadını gebe kalmaktan korur.NE ZAMAN UYGULANIR?Kadının gebe olmadığından emin bulunan herhangi bir zamanda uygulanabilir.NE ZAMAN KORUMAYA BAŞLARUyguladıktan hemen sonra korumaya başlar.FAYDALARI NELERDİR?- Uzun süre gebelikten korur.- Çıkarıldığında hemen gebe kalınabilir.- Kürtajdan hemen sonra uygulanabilir.- Doğumdan hemen sonra uygulanabilir.- Emziren anneler güvenle kullanabilir.- Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratmazBEKLENEN YAN ETKİSİ VAR MIDIR?Bazı kadınlarda uygulamayı takibeden ilk 3-4 ayda kasık ağrısı, iki adet arasında lekelenme ve adet kanaması miktarında artma olabilir.Gebelikten güvenle korunmak için rahim içi araç uygulatmadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK almalısınız.

BİLMENİZDE YARAR VARUygulama için mutlaka adetli olmak gerekmez. Gebe olunmadığından emin olunan herhangi bir zamanda uygulanabilir.Herhangi bir şikayetiniz yoksa rahim içi araç uygulandıktan sonra 1. ayda ve her yıl bir defa kontrol için bir sağlık kuruluşuna gidiniz.Rahim içi aracın değiştirilmesi gerektiğinde ara vermeden hemen yenisi uygulanabilir. Rahmin dinlendirmeye gerek yoktur.Rahim içi araçla korunurken:- Karında aşırı ağrı- Sürekli akıntı- Normal adet miktarının 2 katı ya da 10 günden uzun süren kanama- Rahim içi aracın düşmesi- Beklenen adette 10 günden fazla gecikmeolursa hemen bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.

DAHA FAZLA BİLGİ NERELERDE ALINABİLİR?Sağlık BakanlığıDoğumevleri ve Devlet Hastanelerinin Aile Planlaması Klinikleri, Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinikleri ve Üroloji KlinikleriAna-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması MerkezleriSağlık OcaklarıSağlık EvleriSosyal Sigortalar KurumuSSK Doğumevleri ve Hastanelerinin Aile Planlaması Klinikleri, Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinikleri ve Üroloji KlinikleriÜniversite HastaneleriAile Planlaması Klinikleri, Kadın Hastalıkları, Doğum Klinikleri ve Üroloji Klinikleri

27 Nisan 2008 Pazar

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUMUN RİSKLERİ

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Mete İtil, belirli şartların oluşması halinde, ilk bebeğini sezaryenle dünyaya getiren kadınların vajinal (normal) doğum yapmasının mümkün olabildiğini söyledi

Anne adayının sezaryen sonrası vajinal doğum yapmak istemesi halinde, doktorunun durum değerlendirmesi yaparak bunun risklerini hastasına iyi anlatması gerektiğini vurgulayan İtil, şunları söyledi:
“Sezaryen sonrası vajinal doğumda hem anne hem de bebeğin yaşamı tehlikeye girebilir. Çünkü rahimde daha önce yapılmış ameliyata bağlı nedbe dokusu (eski yara) vardır. Burası doğum ağrıları sırasında yırtılabilir. Böyle bir yırtık oluşursa anne ve bebeğin yaşamı tehlikeye girer. Bu riskle karşılaşmamak için, olanaklar da yeterli değilse, sezaryenle gerçekleştirilen ilk doğumdan sonraki doğumların da aynı yöntemle yapılmasında yarar vardır.”

İtil, teknik olanaklar geliştikçe ve hasta yoğunluğu azaldıkça sezaryen sonrası vajinal doğum oranlarının artabileceğini söyledi.

TÜRKİYE’DE SEZARYEN ÇOK YAYGIN
Türkiye’de sezaryenle doğum oranının arttığına işaret eden İtil, Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği oranının yüzde 15-25 olmasına rağmen, ülkedeki bazı hastanelerde bu oranın yüzde 60-70’lere kadar çıkabildiğini belirtti.

Sezaryen yapılmasını gerektirecek şartların belli olduğunu anlatan İtil, bunların dışında, hastanın kendi isteği gibi durumların iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

İtil, “Normal doğumun avantajları ve sezaryenin dezavantajları hastalara ayrıntılı olarak anlatılmalıdır. Bugünkü veriler ışığında, herhangi bir endikasyonu olmayan olguda sezaryenin normal doğuma üstün olduğunu savunmak mümkün değildir” diye konuştu.
Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/news/374869.asp

Sezeryanla Doğum ile Normal Doğum arasındaki farklar

Sezeryanla Doğum her ne kadar acısız ve ağrısız bir doğum yöntemi olsada normal doğuma göre pek çok dezavantajı var. Bu yazıda iki doğum yöntemi arasındaki farkları maddeler halinde görebilirsiniz.
NORMAL DOĞUM

Avantajları:

•Doğal olan doğum şekli budur.

•İlk doğumlarda biraz zorluk çekilmesine karşın, sonraki doğumlar çok daha kolay olmaktadır.

•Doğum sonrasında çok daha kısa sürede toparlar, bebeğinizle ve kendinizle daha rahat ilgilenebilirsiniz.

•Anestezi almanız gerekmez.

•Hastanede kalış süreniz daha kısadır.

•Sezeryana göre daha ekonomiktir.

Dezavantajları:

•Zamanını tam olarak kestiremezsiniz. Yaklaşık bir aylık bir dönem içinde herhangi bir zamanda doğum olabilir.

•%10-15 ihtimalle, sancılar esnasında bebeğin sıkıntıya girmesi ya da doğumun ilerlememesi gibi bazı nedenlerle, normal doğumdan sezeryana dönülmesi gerekebilir.

•Özellikle zor, iri ve çok doğum yapan kadınlarda genital organlardaki sarkmadan dolayı, sonraki yıllarda operasyon gerekebilir

•Bebeğin doğumu esnasında yapılan epizyo kesisinden dolayı birkaç gün otururken ağrı ve rahatsızlık hissi olur.

SEZERYAN DOĞUM

Avantajları:

•Doğum sancılarını hissetmezsiniz.

•Nispeten daha stressiz doğum şeklidir, herşey kısa sürede biter.

•Zamanını önceden belirlemek mümkündür.

•Genital organlarda sarkma meydana gelmez.

Dezavantajları:

•Doğum sancılarını hissetmeseniz de, işlemden sonra bir miktar ağrınız olacaktır, çünkü sonuçta bu bir operasyondur.

•Bir kez sezeryan olunca, daha sonra normal doğumu deneyemezsiniz.

•Yaklaşık 4-5 gün, sürekli olmasa da, yatak istirahatine ihtiyaç duyarsınız.

•Normal doğuma göre daha pahalıdır.

İşte, bunları dikkate alarak, kendiniz için uygun olan doğum şekline karar verebilirsiniz. Birkaç tavsiyeyi de aklınızda bulundurmanızda yarar var:

•Nasıl doğuracağınızı son iki aydan önce düşünmeye başlamayın. Henüz gebeliğin başında nasıl doğuracağınızı düşünmek, sizi gereksiz strese sokar. Ayrıca bazen sizin düşündüğünüzden farklı gelişmeler olabilir. Örneğin, normal doğuma karar vermişken, bebeğinizin ters gelişi nedeniyle, sezeryan olmanız gerekebilir.

•Daha önce normal doğum yapmışsanız, bu defa sezeryanla doğumu düşünmeyin.

•Karara eşinizi de dahil edin, ama kendi fikrinizi asla ihmal etmeyin.

•Normal doğumun en zor yanı ona karar vermektir.

•Çok çocuk yapmayı planlıyorsanız (4,5,6 veya 10 gibi :)) ), normal doğumu düşünün.

•Hangi doğum şekline karar verirseniz verin, onun sizin için en uygun yol olduğunu düşünün.

•En önemlisi; doğum stresine girmeyin. Doğumdan ziyade, doğum sonrasında bebeğinizle geçireceğiniz güzel zamanları hayal edin. Ve benim hastalarıma sık sık söylediğim şu sözü aklınızın bir köşesinde tutun: Eğer doğum o kadar yaşanılmaz bir olay olsaydı kadınlar sadece bir kez doğurur, bir daha bunu asla denemezlerdi.

Kaynak: http://www.bunyandevlet.gov.tr/ybil/0007.html

Sezeryanla Doğum Videosu

Sezeryan ağrısız ve acısız bir doğum gerçekleştirmek bayanlar tarafından tercih ediliyor. Bu videoda sezeryanla doğum çarpıcı bir şekilde gösteriliyor.



ikiz bebek sezeryanla doğum video 2

Doğum Kontrol Yöntemleri Spiral

Spiral Nedir?Spiral rahim içine uygulanarak yumurtanın rahim içine naklini, spermlerin yumurtanın yanına gitmesini ve döllenme olsa bile rahim içinin özelliklerini bozarak döllenmiş yumurtanın yerleşmesini engelleyen bir dogum kontrol yontemidir.
Rahim içi araç (RİA) ya da halk arasında yaygın şekilde kullanılan adıyla SPİRAL tüm dünyada en fazla tercih edilen geri dönüşümlü doğum kontrol yöntemidir.
RİA'nın bir başka özelliğide uzun süreli geri dönebilir yöntemler içinde maliyeti en düşük olan yöntem olmasıdır.
Tüm dünyada yaklaşık 106 milyon kadının istenmeyen gebeliklerden korunmak için RİA yöntemini tercih ettiği tahimin edilmektedir. Bu kadınların %70'i sadece tek bir ülkede; Çin'de yaşamaktadır.
RİA kullanım alışkanlıkları incelendiğinde bazı coğrafi bölgelerde sıkça tercih edildiği, bazı bölgelerde ise neredeyse hiç kullanılmadığı görülür. Örneğin Çin'de her 3 evli kadından birisi RİA kullanırken, İskandinav ülkelerinde bu oran %18, Yakın doğu ve Afrika'da %12 iken Avrupa'da %7, Avusturalya'da ise %5'dir. Kullanımın en düşük olduğu bölgelerden biri ise kuzey Amerika ve Sahra bölgesidir.
Oranlardaki bu büyük dalgalanma yöntemin erişilebilirliği, uygulayacak eğitimli kişilerin varlığı ve kültürel farklılıklar ile açıklanabilir. Ancak gelişmişlik sıralamasında en başlarda yer alan kuzey Amerika'da tercih edilmemesinin nedeni farklıdır. Dalkon Shield adı verilen rahim içi aracın pelvik iltihabi hastalık görülme riskini berligin derecede arttırdığının saptanması bu bölgede spiral kullanımının karşısındaki en önemli sorundur. Bu spesifik araç 25 yıl önce piyasadan çekilmesine karşın olumsuz etkileri ve önyargılar hala daha devam etmektedir.
Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerikan Tıp Birliği (AMA) ve Amerikan Jinekolog ve Obstetrisyenler Birliği (ACOG) RİA'yı en güvenli ve etkili doğum kontrol yöntemlerinden biri olarak kabul etmektedir.
RİA NEDİR?Rahim içi araç geri dönebilir doğum kontrolü sağlayan ve ana yapısı kıvrılabilir polietilen olan küçük bir araçtır. Yapısı T harfine benzer. Polietilen gövde üzerinde bakır tel sarılıdır. Bu bakır zaman içinde yavaş yavaş salınarak RİA'nın etki mekanizmalarından birini oluşturur. Günümüzde kullanılan modern spirallerlerin önerilen kullanım süreleri değişkendir. Üretici firmalar 3 yıl ile 8 yıl arasında değişen kullanım süreleri belirtmekle birlikte yapılan klinik deneysel çalışmalarda bunların hemen hepsinin 10 yıl süreyle sorunsuz kullanılabileceği gösterilmiştir.
Temel yapı T şeklinde olmakla birlikte piyasada değişik marka ve yapılarda pek çok RİA bulunmaktadır. Bunların etkinlik açısından birbirlerine üstünlükleri yoktur. Toplumumuzda ithal spiral şeklinde bir tabir bulunmaktadır. Hastalar kendilerine ithal spiral takılmasını talep etmektedirler oysa Türk malı bir spiral zaten piyasada yoktur.
Piyasada en sık bulunan RİA türleri
Dünya üzerinde sıkça kullanılan RİA'ların hemen hepsinde polietilen gövde üzerinde baryum sülfat adı verilen bir madde kaplıdır. Baryum sülfatın amacı RİA'nın rontgen filmlerinde görülebilmesini sağlamaktır.
Spiralin alt ucunda genellikle bir halkaya da topuz bulunur. Bu bölüme "spiralin ipi" bağlıdır. Bu ip bakterilerin yukarıya doğru tırmanmasına izin vermeyecek materyalden üretilmiştir. Bu ip pamuk ya da bazı doğal materyalden üretilmiş iplikler gibi sıvı çekerek şişmez. İpin görevi RİA çıkartılacağı zaman kolaylık sağlamaktır. Bunun yanısıra kontrollerde ipin uzunluk ve durumu RİA'nın yerinden kayıp kaymadığının anlaşılmasında yardımcı olur.
RİA NASIL ETKİ EDER?Yüz yıla yakın bir zamandır istenmeyen gebeliklerin engellenmesinde güvenle ve yüksek etkinlikle kullanılmasına rağmen RİA'nın gebeliği nasıl engellediği hala daha tam anlamıyla anlaşılamamıştır.
Yapılan biyokimyasal çalışmalar RİA kullanan kadınlarda döllenmenin hiç gerçekleşmediği gösterilmiştir. Ancak RİA'nın nasıl olup da fertilizayonu engellediği bilinmemektedir. Öne sürülen fikir sperm ve yumurtanın hareket yeteneğini etkilediği düşünülmektedir.RİA'dan salınan bakır sperm hareketliliğini engelliyor olabilir. Bir diğer olasılık da yumurtanın tüplerden geçişini hızlandırarak döllenmeye engel olmasıdır.
RİA üzerinde bulunan bakır yavaşyavaş salgılanarak sistemin etkinliğini direkt olarak etkiler. Bu etki iki mekanizmayla ortaya çıkar. Birincisi bakır rahimin içini döşeyen endometrium tabakasında inflamasyon adı verilen bir reaksiyona neden olarak bu dokudan olan enzim üretimini değiştirir. Bu etki sonucu yumurta döllenmiş olsa bile rahim içinde tutunamaz. Öte yandan bakır prostoglandin adı verilen maddelerin üretimini etkileyerek gebeliği destekleyen hormonların üretimini bozar. Yani spiral hem döllenmeyi engeller hem de döllenme olsa bile bu embryonun rahim içinde tutunma ve canlılığını devam ettirme şansını azaltır.
RİA'NIN ETKİNLİĞİ NE KADARDIR?RİA tüm doğum kontrol yöntemleri içinde etkinliği en yüksek olanlardan birisidir. Koruyuculuk araç takıldığı andan itibaren başalar. Kullanımın ilk yılı içinde 1.000 kadından sadece 6-8'i istenmeyen bir hamilelikle karşı karşıya kalır. Spiralin koruyuculuğu çıkarıldığı anda biter. Yumurtlama üzerinde bir etkisi olmadığından kişi aynı ay hamile kalabilir.
RİA'nın cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı hiçbir koruyuculuğu yoktur. Bu nedenle bu hastalıklar açısından yüksek risk grubunda olan kadınlar (birden fazla partneri olan ya da, partneri birden fazla kişi ile ilişkisi olan kadınlar) mutlaka prezervatif kullanmalıdırlar.
DOĞUM KONTROLÜ DIŞI YARARLARI NELERDİR?Doğum kontrol hapı ya da prezervatifin aksine RİA'nin istenmeyen gebelikleri önlemek dışında kadın sağlığı açısından herhangi bir yararı yoktur. Asherman sendromu açısından risk altında olanlarda ya da histeroskopi ile açılan rahim için yapışıklıklardan sonra yeniden yapışıklık olmasını engellemek amacıyla da kullanılabilir.
RİA KİMLER İÇİN UYGUN BİR YÖNTEMDİRAşağıdaki durumlar RİA için uygun adayları belirler:
Yüksek etkili, uzun süreli ve geri dönebilen bir yöntem arayanlar
Son 12 ay içinde pelvik iltihabi hastalık, gonore ve klamidya enfeksiyonu geçirmemiş olanlar
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar için yüksek risk grubunda olmayan kadınlar
Emziren anneler
Sigara kullanımı ya da başka nedenler ile doğum kontrol hapı veya diğer hormonal yöntemleri kullanamayanlar
Doğum kontrol yöntemine fazla zaman ayırmak istemeyenler. (tak ve unut)
RİA KİMLER İÇİN UYGUN DEĞİLDİR?Spiral kullanımının önündeki en büyük engel bilinen ya da şüphe edilen bir gebelik varlığıdır. Bunun dışında aşağıdaki durumların varlığında RİA takılması uygun değildir.
Belsoğukluğu ya da klamidya gibi cinsel yolla bulaşan bir hastalık varlığı
Son 3 ay içinde endometrium enfeksiyonu geçirmiiş olmak
Son 3 ay içinde enfekte bir düşük olayı yaşamış olmak
Kontrol altına alınmamış serviks ya da vajina enfeksiyonu olması
Anormal vajinal kanama olması (nedeni açıklanamamış)
Bilinen ya da şüphe edilen serviks veya endometrium kanseri olması
Bağışıklık yetmezliği, AIDS, Lösemi gibi enfeksiyonlara duyarlılığa neden olan sistemik hastalıkların varlığı
Serviks ve uterusda RİA'nın takılmasını olanaksız ya da tehlikeli hale getiren anatomik bozuklukların olması
PAP smear sonucunun normal olmaması
RİA'dan daha küçük ve kısa bir rahim olması
Problem ortaya çıktığında tıbbi hizmet alma olanağının bulunmaması
Yukarıdaki durumlara ek olarak bakıra alerjik olduğu bilinen kadınlara da RİA takılmaz.
Diatermi adı verilen ısı tedavisi uygulanan kadınlarda RİA takılması doğru değildir. Tedavi sırasında ısınan bakır endometriumda kalıcı hasara neden olabilir.
Vücutta tehlikeli miktarlarda bakır birikimi ile karakterize, nadir görülen genetik geçişli bir hastalık olan Wilson Sendromu varlığı da RİA uygulanmaması gereken bir durumdur.
Bakteriyel endokardit adı verilen çok tehlikeli bir enfeksiyon açısından yüksek risk grubunda olan kalp kapakçık hastaları ise gerekli önlemler altında RİA kullanabilirler.
RİA NASIL TAKILIR?RİA takılması zor bir işlem değildir. Genelde çok fazla ağrı olmaz ve kolaylıkla tolere edilebilir. RİA takılması ile ilgili detaylı bilgi için Spiral takılırken sizi neler bekler başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz.
RİA takılmadan yarım saat kadar önce basit bir ağrı kesici alınması işlem sırasında ya da sonrasında yaşanabilecek krampları azaltacaktır. Bazı hekimler enfeksiyona karşı önlem olarak antibiyotik alınmasını önerebilirler. Bu şart olmayan bir uygulamadır.
Jinekolojik muayenede olduğu gibi spekulum takılarak serviks görünür hale getirilir ve antiseptik solüsyon ile silinerek temizlik yapılır.Serviks tenekulum adı verilen bir alet ile tutularak çekilir ve uterus düz pozisyona gelir. Daha sonra histerometri adı verilen bir alet serviks ağzından rahim içine itilerek rahimin boyu ölçülür.

Aplikatör tüp içinde bulunan spiral rahim ağzından geçirilerek rahim içine yerleştirilir ve rahimin tepe noktasına deyinceye kadar ittirilir.Bundan önce tüp üzerindeki işaret histerometri ile ölçülen mesafeye getirilerek tepe noktasından daha öne ya da arkaya ittirilmesi engellenmiş olur.




Tüpün içindeki piston ileri doğru itilerek RİA'nın tüpün içinden çıkması sağlanır.




Daha sonra tüp dikkatli bir şekilde uterus dışına alınır. Spiral artık tamamı ile içeridedir. Resimde doğru şekilde yerleştirilmiş bir spiral görülmektedir. RİA'nın ipi 0.5-1 cm dışarıda kalacak şekilde kesilir.



RİA takıldıktan sonra doğru yerde olup olmadığı ultrason ile kontrol edilmelidir.
RİA NE ZAMAN TAKILIR?En yaygın uygulama adet kanamasının ilk 3 günü içinde RİA takmaktır. Ancak bu şart olmayan bir uygulamadır. RİA doğum ya da sezaryen sonrası, veya kürtajdan hemen sonra takılabilir. Bu konu ile ilgili detaylı bilgi için Spiral ne zaman takılmalıdır başlıklı yazıyı okuyabilirsiniz.
RİA TAKILDIKTAN SONRARİA takıldıktan hemen sonra yada takılması sırasında hafif kramp tarzında ağrılar olabilir. Bunlar normaldir ve geçicidir. Pekçok kadın takılan spirale çok çabuk uyum sağlar.İlk birkaç ay adet kanamaları fazla miktarda ve ağrılı olabilir ancak zaman içinde bu durum ortadan kalkacaktır. Kullanıcıların %95'i herhangi bir rahatsızlık yaşamazlar.
İlk birkaç ay adet aralarında lekelenme tarzında kanamalar olabilir. Adet kanamalarının 10 güne kadar sürmesi normaldir.
KONTROLLERRİA takılmasını takiben ilk adet kanamanızdan sonra mutlaka ilk kontrolünüze gitmelisiniz. Bu kontrolde spiralinizin yerinde olup olmadığına ve herhangi bir enfeksiyon bulunup bulunmadığına bakılacaktır. Herşey yolundaysa yılda birkez kontrole gitmeniz yeterlidir. Bu kontrolde çaok daha önemli bir test olan PAP smear testiniz de yapılabilir.
Ultrasonda normal görülen RİA
KENDİ KENDİNE RİA KONTROLÜBazen rahim takılan spirali dışarıya atabilir. Bu durumla hiç doğum yapmamışlarda daha sık karşılaşılır. En sık RİA kullanımın ilk 3 ayında görülür.Bu nedenle her zaman dikkatli olmalı her tuvalete gittiğinizde çamaşırınızı ve petinizi kontrol etmelisiniz.
UYARI İŞARETLERİRİA kullanırken aşağıdaki durumlar ortaya çıkrsa zaman kaybetmeden doktorunuzu aramalısınız.
Adet gecikmesi olması
Şiddetli kasık ağrısı ya da kramplar
Baygınlık
Açıklanamayan ateş ve titreme
Kötü kokulu akıntı
Anormal vajinal kanama
Normalde RİA ilişki sırasında hissedilemez. Eğer eşiniz hissettiğini söylüyorsa RİA yerinden kaymış olabilir.
ÇIKARTILMASIRİA'nın çıkartılması son derece kolay ve ağrısız bir işlemdir. Doktorunuz spekulum taktıktan sonra spiralin ipini bir aletle tutarak çeker. Nadiren RİA uterus içine hafifçe gömülebilir ya da ipi içeriye kaçabilir. Böyle bir durumda bazı özel aletler yardımıyla çıkarılabilir. Eğer bu şekilde de çıkmaz ise histeroskopi altında çıkartılması gerekebilir.
RİA'NIN AVANTAJLARI
Uzun süreli, geri dönebilen bir yöntemdir
Koruyuculuk oranı çok yüksektir
Maliyeti çok düşüktür
Acil korunma amaçlı kullanılabilir.
Etkisi hemen başlar, çıkartılmasıyla birlikte sona erer
RİA'NIN DEZAVANTAJLARI
Sadece deneyimli bir uzman tarafından takılıp çıkartılabilir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı hiçbir koruma sağlamaz
Kanama düzensizliklerine neden olabilir.
Uygulanması diğer yöntemlere göre biraz daha ağrılıdır.